Akyaka, Gökova’ya bu yıl ilk defa yaz bitmeye yüz tuttuğunda gittim. Göğün yemyeşil yeryüzü ve denizle buluştuğu yerde ova baştan aşağıya kümelenmiş, dikilerek güneşin altına bırakılmış saz yığınları ile doluydu. En azından ben onları saz yığınları olarak algılamıştım. Uzaktaki saz kümelerinin esasında susam kapsüllerini taşıyan otlardan ibaret olduğunu öğrendiğimde şaşırdım.
Normalde susamı çayın en sadık dostu, simidin üzerinde tüketiriz. Türk mutfağında genellikle ayrıca başka hamur işleri üzerinde de yenir. Ben Afrika, Asya ve Avrupa’nın yanı sıra Türkiyemizi’in sıcak bölgelerinde de epeyce susam yetiştirildiğini bilmiyordum. Neredeyse mucizevi susam tohumunun yetiştiriliş hikayesi ve faydalarını sizlerle paylaşmak istedim.
Sonbahar ve kışta hazırlanan toprağa ekilen susam senelik, otsul bir bitki. Yakın planda incelediğinizde, otların üzerinde kapsüller var.
Her bir kapsül binlerce susam tohumu içeriyor. Susam otları yaz sonu elle sökülür. Gelişmeleri bir süre daha devam edeceği için 10-20 bitki bir arada bağlanarak, tabanı düz ve temiz bir yerde, kök kısımları dışarı ve baş kısımları iç tarafa gelmek üzere dik bir şekilde konulur ve güneşte kurumaya bırakılır.
2 hafta ila 4 hafta arasında bir süre içerisinde iyice kuruyan ve sararan otlar, savrularak kapsüllerinden ayrılan susamlar toplanır, yıkanır ve kurutulur. Artık tüketime hazırdır.
%50-60 kadarı yağ ve %25’i ise protein’den oluşan tohumlar susam yağı üretmek için de kullanılır. Susam yağı veya simitteki gibi susam tohumu olarak tüketilebileceği gibi, tahin veya tahin helvası olarak da mutfağımıza girmiştir. A, E ve C gibi anti-oksidan vitaminler ve magnezyum, demir ve çinko gibi minerallerden de oldukça zengindir. Magnezyum damar ve solunum sağlığı açısından önem taşır. 100g susam tohumunda 975mg kalsiyum bulunur. 100g süt ve yogurt içerisinde 120mg, 100g beyaz peynir içerisinde 162mg kalsiyum olduğunu düşünecek olursanız susam tohumlarının içerdiği çinko ile beraber kemik sağlığı açısından önemi ortaya çıkar. Cilt, tırnak vesaç sağlığı için de bire birdir.
Susam lif bakımından da çok zengindir ve mucizevi etkilerinin bir kısmını da içerdiği SESAMİN ve SESAMOLİN olarak bilinen lifler (lignan) sayesinde gerçekleştirir. Lifler sayesinde glisemik indeksi düşüktür, yani İnsülin’i zıplatmaz. Kan şekeri üzerinde olumsuz etkiler yaratmaz. Bağırsaklarımızın flora sağlığına pozitif etkileri vardır.
İçeriğinde yüksek miktarlarda yağ bulunduğundan çabuk okside olup besin değerinden kaybetme riski taşıdığı için, buz dolabında saklamanızı tavsiye ederim. Çabuk tüketemeyeceğiniz miktarlarda aldıysanız derin dondurucuda saklamak için de uygundur.
Tüm yukarıda saydığım sebeplerden dolayı aynı zamanda sporcu dostu bir besindir. Satın alırken sorun, soruşturun yurdumuzda yetişmiş olan taze susam tohumlarını tercih edin. Yurt dışından ithaledilenlere itibar etmeyin.
Akyaka ve Gökova civarında susam tohumları sabah kahvaltısı için, bir tavada hafifçe kavrulduktan sonra havanda dövülerek yörenin çam balına katılarak tüketiliyor. Ayrıca evde yapılan baklavanın içerisine cevize katılarak konuyor. Şekerli su ve susam yöresel un helvasında da kullanılıyor.
Afiyet olsun.
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.